DOLAR 34,5334
EURO 36,4349
ALTIN 2958,982
BIST 9138,83
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara °C

BİR MAHALLE DERNEĞİNİN MONOGRAFİSİ ÜZERİNDEN KURUMSAL VE TOPLUMSAL ETKİSİNİ DEĞERLENDİRMEK

BİR MAHALLE DERNEĞİNİN MONOGRAFİSİ ÜZERİNDEN KURUMSAL VE TOPLUMSAL ETKİSİNİ DEĞERLENDİRMEK
REKLAM ALANI
09.09.2020
1.161
A+
A-

BİR MAHALLE DERNEĞİNİN MONOGRAFİSİ ÜZERİNDEN KURUMSAL VE TOPLUMSAL ETKİSİNİ DEĞERLENDİRMEK – EYLÜL-2020

Prof. Dr. Savaş Zafer Şahin

Türkiye’de sivil toplum, siyaset bilimi ve kamu yönetimi yazınlarında mahalle ölçeğinde yapılan çalışmalarda çoğunlukla kesitsel analizler yapıldığı, mahalle ölçeğindeki sivil toplum alanının değerlendirilmesinde beklenen araştırmaların yapılmadığı söylenebilir. Oysa ki, Türkiye’nin dört bir yanında özellikle de büyük kentlerin yaşam alanları içerisinde yerel düzeyde çok önemli mahalle örgütlenmesi deneyimlerinin ortaya çıktığı bilinmektedir. Bu örgütlenmelerin temelde toplumsal, yönetsel ve mekânsal bir sorun alanı olan mahalleyi nasıl ele aldığı ve dönüştürdüğü bugüne kadar tam ve bütün boyutlarıyla ele alınamamıştır. Bunda yöntemsel sorunlar olduğu kadar, mahalle örgütlenmelerinin kırılgan yapısı ve sürdürülemezliği sorunları etkilidir. Bu çalışmada bu sorunları aşma potansiyeli bulunan önemli bir mahalle derneği olan Çiğdemim Derneği ele alınmıştır. Derneğin yapısı, toplumdaki yeri ve etkisi yenilikçi bir eğitim yöntemi olan kamusal akıl stüdyosu yöntemi ile ele alınmıştır. Bu yöntemde ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Lisans öğrencileri ile birlikte yürütülen görgül çalışmalar, bir monografi mantığı içerisinde tartışılmış ve bir araya getirilmiştir. Öğrencilerin yol gösterici akademisyenler eşliğinde yaptıkları çalışmaların yine öğrenciler, Dernek yetkilileri ve Mahalle sakinleri ile birlikte olgunlaştırılması ile elde edilen çalışmalar kendileri de daha sonra bilimsel araştırmalara kaynaklık edebilme vasfı taşımaktadır. Çünkü bir monografi olarak yapılan çalışmaların içerdikleri yorumlar ve değerlendirmeler de daha sonraki yıllarda gençlerin ve genç araştırmacıların belli toplumsal koşullar altında mahalle örgütlenmelerine olan bakış açısını anlamak için kullanılabilecektir. 

Monografi çalışmasının amacı, Çiğdemim Derneğinin bulunduğu mahalle, yakın çevre, kent ve genel olarak sivil toplum alanlarına olan katkısını ve etkisini değerlendirebilmektir. Bu değerlendirmeyi yapabilmek amacıyla öncelikle daha önce yerel yönetimler için geliştirilmiş bulunan monografi yaklaşımı ele alınmış, Dernek yönetimi ve öğrencilerle tartışılmış ve ardından yapılan yazın taramaları ve iyi uygulama örnekleri ışığında yeni bir sistematik geliştirilmiştir. Bu sistematik, belli ölçüde Çiğdemim Derneğinin özgün koşullarını, belli ölçüde de Türkiye ve dünyadaki topluluk düzeyindeki örgütlenmelerin özgünlüklerini içermektedir. Belirlenen sistematikte sivil toplum kuramında mahalle örgütlenmesinin konumlanmasına, mahalle örgütlenmesinin dış kurumsal koşullarına, yasal ve yönetsel yapının getirdiği kısıt ve olanaklara, toplumsal dinamikler ve kuşaklar arası ilişkiler bağlamında yaşanan sorunlara, dernek faaliyetlerine, kaynak kullanımına ve dernek üyeleri ve mahalle açısından ilişkiler ve etkilere ilişkin değerlendirmeler yapılmıştır. Bu değerlendirmeler ışığında Çiğdemim Derneğinin mahalle içinde ve dışında 25 yıllık sürede ortaya koyduğu etkilere ilişkin bir değerlendirme yapma olanağı ortaya çıkmıştır. Etki analizi yapılırken, Dernek yetkilileri, mahalle sakinleri ile niteliksel ve niceliksel araştırmalar gerçekleştirilmeye çalışılmış, ayrıca, Derneğin yaklaşık yirmi beş yıldır biriktirmekte olduğu arşivden yararlanılmıştır. Bu değerlendirme COVID-19 öncesinde başlayan ve pandemi sürecinde tamamlanan bir araştırma ile gerçekleştirmiştir. Bu sebeple gelecekte, pandemi sonrası dönemde, pandemi etkileri ile birlikte yeni bir monografi çalışması yapılması da anlamlı olacaktır. Kuşkusuz bu koşullar yapılan araştırma ve değerlendirmelerin doğası gereği kısıtlar olarak ortaya çıkmıştır. Ancak, bir mahalle monografisi olarak, bir mekânsal birim ve topluluk olarak yapılan monografi çalışmasının daha önce çok rastlanılmayan bir çalışma türü olmasının dikkate alınması gerekmektedir. 

Monografi kapsamında ilk ele alınan araştırma başlığı sivil toplum kuramı açısından Çiğdemim Derneği deneyiminin ele alınmasıdır. Sivil toplum kuramları açısından bakıldığında, mekânsal bir yaşam birimi olarak mahallenin toplumun bütününün eğilimlerini yansıtan ya da kendi yerel özgünlüğünü yaratan bir yapı olup olmadığının ayırdına varmak önemli görünmektedir. Genel olarak bakıldığında mahalle düzeyindeki bir sivil toplum örgütünün kendisinin ve mahallelilerin sivil toplum deneyimini ne ölçüde toplumdaki genel kalıplardan ayrıştırabildiği önemli bir sorudur. Bu sorunun yanıtı belli ölçülerde Derneğin Mahalledeki etkisi ile koşut olarak ortaya çıkmaktadır. Bu etki ele alınırken üç temel boyut değerlendirilmiştir. Birinci boyut mahallenin ne ölçüde kentsel geleneksel mahalle yapısından farklılaşabildiği ile yakından ilişkilidir. Geleneksel mahallenin topluluk olarak bütünlüğü, belirgin tarihi ve değer yargıları ile Çiğdem Mahallesinin nasıl ilişkilendiği, bu ilişkinin farklılaşmasında Derneğin rolü önemlidir. Birinci olarak Derneğin, Mahallede geleneksel mahalle yapısına ilişkin algıyı değiştirecek bir etki ürettiği söylenebilir. Bu etki öncelikle ele alınan ikinci boyutla yani mahallenin mekânsal yapısı ile çok yakından ilişkilidir. Geçen yirmi beş yıl boyunca, Çiğdem Mahallesi kendi içinde belli bir mekânsal çeşitlilik ve farklılaşma içermeye başlamış, apartmandan gecekonduya, güvenlikli siteden lüks konuta kadar farklı mekânsal birimlerin yer seçtiği bir alan haline gelmiştir. Bu çeşitlilik ortaya çıkarken nüfus yapısında ortaya çıkan durağanlaşma, mahalle sakinlerinin mekânsal bir odak eksikliğine ilişkin boşluğu Dernek ile doldurmaları olanağını doğurmuştur. Dernek faaliyetlerinin mekânsal bir niteliğinin bulunması parçalanmış ve yer yer mekânsal kısıt ve engellerle çevrili bu mahallenin Dernek faaliyetlerini benimsemesini kolaylaştırmıştır. Genel olarak bir transit geçiş noktası değil, bir son durak niteliği taşıyan bir yerleşme olarak Derneğin bu etkisi mekânsal olarak sürdürülebilirliğinin sağlanmasından önemli bir etki yaratmıştır. Üçüncü olarak kentte bulunan demokrasi vakumu içinde Derneğin doğrudan demokrasi pratiklerini benimsemesi ve buna yönelik faaliyetleri yoğunlaştırması Derneğin bir demokrasi odaklanması ve yerel kimlik açısında aidiyet hissi oluşturması sonucunu getirmiştir. Yani Kent ve ilçe özelinde oluşturulamayan demokratik kimlik hissini derneğin mahalle ölçeğinde oluşturması önemli bir sivil toplum algısı oluşturmuştur. Bu algı yer yer Dernekle konvansiyonel siyasi örgütlenmeler arasında gerilimlere sebep olsa da nihai olarak müzakere ve uzlaşma seçenekleri de ortaya çıkmaktadır. Mahalleyi ilgilendiren kararlarda referandum uygulaması ve sorunların çözümü için karar vericilerle ilişkiye geçilmesi çabası buna örnek olarak gösterilebilir. Sonuçta, Çiğdemim Derneğinin Mahalle ölçeğinde farklılaşan bir sivil toplum deneyimi oluşturmayı başardığı söylenebilir. Bu farklılaşma da mekânsal, demokratik deneyim ve geleneksel mahalle algısından farklılaşma etkileri ile oluştuğu görülmektedir. 

Monografi kapsamında ele alınan ikinci ana başlık değişen devlet yapısı ve mevzuat kapsamında Derneğin etkisinin ele alınmasını kapsamaktadır. Çiğdemim Derneği, yirmi beş yıllık geçmişi boyunca içinde bulunduğu Başkent Ankara Özelinde büyükşehir belediye yasalarının değişimini, devlet yapısının değişimini bir tanık olarak izlemiştir. Bu tanıklık içerisinde en önemli dönüşümlerden birisi sivil toplum örgütlerine ilişkin mevzuatta gerçekleşmiştir. Geçmişte daha çok il yönetimler kapsamında denetlenen sivil toplum örgütleri giderek daha fazla merkezi idare ile ilişkili bir şekilde devletle ilişkilenmeye başlamıştır. Özellikle son dönemde bu ilişkilenme veri aktarımı yoluyla kontrol tarafına doğru kaymıştır. Sivil toplum örgütlerine ve devletin yapısına ilişkin olarak ortaya çıkan tüm bu değişiklikler boyunca Derneğin, ortaya çıkan yeni duruma adapte olabilme kapasitesini gösterdiği, bunun için ağırlıklı olarak yetki konusunda değil, Dernek faaliyetleri üzerinden bir meşruiyet alanı oluşturduğu görülmektedir. Dernek yetkililerinin deyimiyle bıkmadan usanmadan, değişen bürokrasi ve farklılaşan devlet yapısı içerisinde kendilerine bir muhatap aramayı hiç bırakmayan Dernek bir şekilde tüm bu değişim sürecine rağmen kendisine bir tanınırlık ve meşruiyet alanı açmayı başarmıştır. Bu başarının ardında, AB Süreci ile birlikte başlayan, sivil topluma ilişkin iş yapış ve kaynak kullanım mekanizmalarının yaygınlaşması ile birlikte devletin de sivil topluma yakınlaşması bulunmaktadır. Kalkınma Ajanslarından kent konseylerine, Bakanlıklardan çeşitli hibe programlarına kadar Dernek artık Ankara’da sivil toplum alanının en bilinen aktörlerinden birisi olarak kabul edilmektedir. Kuşkusuz mahalle bekçiliği gibi tartışmalı düzenlemelerde de Derneğin yeni uyum çabalarına girmesi gerekmektedir ancak yine de erişilen kapasite ile bu durumların da yönetilebileceği söylenebilir. Bu anlamda Derneğin, bürokrasi içerisinde sürdürülebilir bir etki yaratmış olduğu görülmektedir. Hatta bu etki Ankara sınırlarını aşarak bir iyi uygulama örneği olarak da görülmektedir. 

Bir mahalle örgütünün dış hatlarını belirleyen görünmeyen siyasal ve yönetsel sınırlar da en az devlet yapısının özellikleri ve mevzuat kadar Dernek ve Mahalle ilişkisini belirlemektedir. Öncelikle Ankara’nın kentleşme sürecinde, kentleşmenin oluşturduğu dönüşüm etkisinin ele alınması önemlidir. Çiğdem Mahallesi özellikle yakınındaki gecekondu ve köy yerleşimleri ve etrafını çeviren ODTÜ ormanı ile birlikte, son yirmi yılın kentsel gelişme süreçlerinden yakından etkilenmiştir. Bir yandan Yüzüncü Yıl Mahallesinde öğrenci odaklı bir yaşam çevresinin oluşması ve yakın çevredeki sosyoekonomik statünün yükselmesi ile birlikte öte yandan Konya Yolu ve ona erişim sağlayan Malazgirt Bulvarı gibi yeni ulaşım akslarının oluşması Dernek ve Mahallelinin bu değişim karşısında belli savunuculuk stratejileri geliştirmesini, mahalle dışındaki konularla da yakından ilgilenmesini getirmiştir. Bu faaliyetlerin bir kısmında da ciddi başarılar elde edilmiştir. Ancak, özellikle Şirindere Vadisi gibi konularda Mahallenin içindeki karmaşık süreçlerde Dernek kapasite ve güç sınırları ile yüzleşmek durumunda kalmıştır. Burada Derneğin dışarıda gücünü arttırarak içerideki sorunları çözmeye çalışmak gibi bir stratejiye de yöneldiği söylenebilir. Derneğin artan kapasitesinin oluşmasında bir yandan mevcut iktidarın sivil topluma ilişkin olarak çizdiği politikalar etkili olurken, diğer yandan da AB süreci gibi etkilerle Dernek başka kurumsal yapıların desteğini arama yoluna gitmiştir. Üniversite, diğer dernekler gibi yapılarla iş birliği ve kapasite geliştirme arayışlarına giren Dernek bunda başarılı olmuştur. Ancak, Çiğdemim gibi derneklerin sayısının azlığı özellikle mahalle düzeyinde bu tür bir kapasitenin yaratılmasının zorluklarını göstermektedir. Sonuçta, başarılı ama az sayıda örnek bu zorlu yola girebilmektedir. Özellikle Valilik ve muhtarlık gibi geleneksel devlet yapısının ayrılmaz bir parçası olan kurumsal yapıların Dernek bağlamında fazladan bir kapasite üretememesi de bu durumu destekler vaziyettedir. Sonuçta Dernek başarılı bir örnek olmakla birlikte günün sonunda iş birliği yapabilecek kentin farklı bölgelerindeki benzerlerini bulmakta da zorlanmaktadır. 

Çiğdemim Derneği ürettiği etkiyi bir yandan da farklı toplumsal fay hatları üzerindeki gerilimler ve çatışmalara rağmen ortaya çıkarabilmiştir. Bu toplumsal dinamikler aynı zamanda Derneğin uzun yıllardır etki alanını genişletmeye çalıştığı unsurları içermektedir. Yani Dernek bilinçli olarak bu gerilimlerin farkındadır ve bunları aşmak için çaba harcamaktadır. Ancak, bazı toplumsal durumlar ise öncelikle yapısal koşulların bir ürünü olarak ortaya çıkmaktadır. Öncelikle, Dernek ve işleyişine ilişkin tüm süreçlerin Başkent Ankara’da, Çankaya ilçesinde orta sınıf bir yaşam tarzını yansıtmakta olduğu unutulmamalıdır. Bu orta sınıf cumhuriyetçi dünya görüşüne ve belli bir yaş ortalamasına sahip kitle, sivil toplum faaliyetleri ile kamusal birer özne olma olanağı elde etmektedir. Özellikle Çankaya İlçesi ile özdeşleşmiş bazı siyasi ve kültürel davranış kalıplarının Derneği ister istemez etkilediği söylenebilir. Dernekte bu duruma ilişkin bir farkındalık vardır. Yerel siyasi teşkilatlarla kimi zaman yaşanan gerilimlerde bu farkındalığın da etkisi olduğu söylenebilir. Orta sınıf yaşam alışkanlıklarını Derneğin çok farklı siyasal ve ideolojik duruşları bulunan inisiyatiflerle de ilişki içinde olarak aşmaya çalıştığı da söylenebilir. Meslek odaları, diğer farklı dernekler ve akademisyenler bu anlamda özellikle bir temas alanı oluşturmaktadır. Bu çerçevede yine de sorun alanı olmaya devam eden bazı konular olduğu görülmektedir. Bunların birincisi farklı kuşaklarla ilişki kurma sorunudur. Çocuklar ve gençlerle temas kurulabilmesi için çabalar mevcuttur. Ancak, gerek kullanılan iletişim mecralarının farklılığı ve etkisi, gerekse yaşam biçimleri ve beklentiler arasındaki farklılıklar öncelikle mekânsal hareketlilik bağlamında bir durum oluşturmaktadır. Mahallede yaşayan gençler ve yakın çevredekiler, çoğunlukla Dernek faaliyetlerinden yeterince yararlanmamakta ya da bilgi eksikliği yaşamaktadır. Bu temas alanının nasıl kurulacağı belli ölçülerde kuşaklar arası sosyolojik farklılıklarla açıklanabileceği gibi belli ölçülerde de Derneğin kültürel alışkanlıklarının oluşturduğu doğal bariyerlerle de açıklanabilir. Bu durumun en belirgin göstergelerinden birisi de Şirindere Vadisi olarak adlandırılan bölgedeki yaşamın Dernek ve Mahalle için çözümsüz gibi görünen bir soruna dönüşmesidir. Kentsel dönüşüm süreci yarım kalan, eski sakinleri de alandan uzaklaşan bölgede daha sonra kâğıt toplayıcı işgalcilerin yer seçmesi artık Derneğin etki alanının kısıtlandığı bir olguya dönüşmüştür. Bu çalışmayı yürüten genç araştırmacılar açısından bu durum pek çok anlamda anlaşılamaz bulunmakla birlikte, Derneğin de bu konuyla ilgili çaba gösteren neredeyse tek yerel unsur olduğu da unutulmamalıdır. Sonuç olarak, Derneğin etki alanı açısında toplumsal durumların, kuşak farklılıklarının, yeni toplumsal durumların etkisinin ele alınması önemli görünmektedir. 

Çiğdemim Derneğinin toplumsal ve kurumsal etkisinin çok önemli bir kısmı çalışma ve örgütlenme biçiminden kaynaklanmaktadır. Çeşitli konularda savunuculuk faaliyetlerinin yanı sıra, eğitim, kültür, sanat, çevre gibi pek çok konuda faaliyetlerde bulunan Dernek, bu faaliyetlerinin etkisini arttırmaya çalışmak amacıyla bir stratejik planlama yaklaşımıyla kendi kurumsal durumunu da izlemeye çalışmaktadır. Mahalle bostanı gibi uygulamalarla, panayır ve festivallerle mahallelinin farklı bir sivil toplum dünyasını deneyimlemesini sağlayan Dernek, bu etkinliklerin en az kaynakla en fazla etkiyi uyandırması için özel çaba göstermektedir. Ancak, bu başarıya rağmen, etki Derneğin ve Mahallenin toplumsal ve yönetsel sınırları kadar etkili olabilmektedir. Örneğin mahallede çok fazla gencin bulunmaması, Derneğin gençlere yönelik faaliyetlerin doğal sınırı olarak görünmektedir. Yapılan bütün etkinlikler şeffaf bir kaynak kullanım mekanizmasıyla desteklenmekte, mümkün olduğu kadar kaynak kullanmayan, ayni ve dayanışmaya dayalı hareket tarzları tercih edilmektedir. Kaynak kullanımına ihtiyaç olduğunda da AB Projeleri gibi yenilikçi kaynaklara yönelinmektedir. Özellikle AB projelerinin yapılması Derneğin kurumsal kapasitesini en üst düzeye çıkarmış, Derneği muadil derneklerin rol model haline getirmiştir. Gelinen nokta itibariyle Dernek, dışarıdan neredeyse hiçbir kaynak desteği alınmaksızın her türlü ihtiyacını karşılayabilecek bir örgütlenme kapasitesine erişmiştir. Bu kapasite derneğin sadece kendi örgütlenmesi için değil, kent konseyleri gibi daha üst ölçekte etkili olan yapılar içinde de etkili olmasını sağlamaktadır. 

Tüm bu etkilerin en temel kaynakları Derneğin üyeleri ve mahalleli ile kurduğu ilişkide bulunmaktadır. Sivil toplum kuramında yer alan, gönüllü örgütlenmenin dayandığı motivasyon, sorumluluk ve aidiyet hislerinin gelişmesi için güçlü bir kurumsal kültür geliştiği görülmektedir. Dernek içinde uzun yıllardır dayanışma kültürünü taşıyan üye ve yöneticilerin varlığı kadar, bu kültüre katkıda bulunanların manevi olarak teşvik edilmesini sağlayacak yaklaşımların izlenmesi önemlidir. Dernek gönüllülerinin çaba ve çalışmaları, katkıları Dernek tarafından desteklenmektedir. Bunun sonucunda da mahalleli ile de güçlü bir ilişki kurulabilmektedir. Bu güçlü ilişkinin temelinde belli faaliyet biçimlerinin ortak bir fayda algısı yaratmış olması, belli deneyimlerin de ortak tarih algısını desteklemesi bulunmaktadır. Dernekle üyeleri arasındaki ilişkinin ağırlıklı olarak yüz yüze ilişkiler üzerinden yürütülmesi de bir mahalle derneğine uygun görünmektedir. Yine de iletişim ile ilgili sorunlara bakıldığında, Derneğin mahalle nüfusunun yaş durumu ile ilgili doğal sınırlara eriştiği de söylenebilir. Gelecekte, Derneğin bir sivil toplum örgütü olarak mevcut mahalle sınırları dışında etkili olarak mahalleye yönelik etkini arttırılması söz konusu olabilir. 

Bu monografi kapsamında yapılan araştırmalar Çiğdemim Derneğinin etki unsurlarının önemli bir kısmını tanıma olanağı vermiştir. Ancak, özellikle pandemi sebebiyle ortaya çıkan durum, mahalleliler ile daha fazla etkileşim içinde bir araştırma yürütülmesine engel olmuştur. Oysa, özellikle, mahallelinin genel yaşam döngüsü, kendi içindeki farklılaşmaları, farklı mekânsal ayrımları ile Dernek etkisi arasındaki ilişkinin gelecek araştırmalarda derinlemesine ele alınması daha farklı bakış açıları da sağlayabilir. Bu bakış açıları da Derneğin gelecekteki sürdürülebilirliği için hangi alternatif senaryoların söz konusu olabileceğine ilişkin öngörüler sağlayabilir. Yine de bu araştırmada ortaya konan yaklaşım, Çiğdemim Derneğinin Ankara ve Türkiye düzeyinde çok önemli bir toplumsal ve kurumsal etki ortaya koyabildiğini göstermiştir. Çiğdemim Derneğine ilişkin bu araştırma, küçük ama basit gibi görünen bir mahalle deneyiminin ne kadar önemli potansiyel ve etkiler yaratabileceğini bir kez daha gözler önüne sermiştir.

REKLAM ALANI